Sultanbeyli Kamulaştırma Avukatı olarak hukukun her nevi konut, otel, site, endüstriyel tesis, fabrika, enerji santrali, iş merkezinin proje geliştirme aşamasından satışına ve devrine ilişkin tüm süreçlerde hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetlerimizle müvekkillerimizin yanında yer almaktayız. Bu süreçlerde ortaya çıkabilecek her tür dava, icra takibi, tecavüzün men’i talebi, delil tespiti, irtifak tesisi konularında müvekkillerimizi temsil etmekte ve hukuki destek sağlamaktayız.
Sultanbeyli Kamulaştırma Avukatı olarak ;
Tapu Davaları: Tapu iptali ya da tapu tescil gibi davaları kapsamaktadır. Hukuka ters düşen herhangi durumlarda bu dava açılmakta ve çözüm bulunmaktadır.
İstihkak Davaları: Bu dava türünde ise, taşınmazın haksız ihlali gibi durum mevcuttur. Asliye Hukuk Mahkemelerinde bu dava görülmektedir
İzale-i Şüyu Davaları: Ortaklık söz konusu olduğu durumlarda taşınmaz mallar için açılan davalardır. Bu dava ise Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmektedir.
Bu dava türleri en sık karşılaşılan davalardır.
Sultanbeyli Kamulaştırma Avukatı olarak , Kamulaştırma kamulaştırma aşamalarını şu şekilde sıralayabiliriz..
- İdare, kamu yararına yönelik bir eylemde bulunmak için bazı taşınmazları mülkiyetine alma talebinde bulunacaktır.
- İdare, taşınmaz malikine bu durumu yazılı olarak bildirecektir.
a. Bu bildirimi almış taşınmazın maliki, kamulaştırma talebinin hukuksuz olduğunu veya idarenin kamu yararı amacına aykırı hareket ettiğini iddia ederse, bildirimi aldıktan itibaren otuz gün içerisinde iptal davası açabilir.
b. Otuz günlük süre hak düşürücü süredir ve eğer mülkiyet sahibi dava açmazsa kamulaştırmayı kabul etmiş sayılır. - İdarenin kıymet takdir komisyonlarının belirledikleri kamulaştırma bedeli taşınmaz sahibine bildirilir.
a. Taşınmaz sahibi, belirlenen bedeli kabul edebilir.
b. Taşınmaz sahibi, belirlenen bedeli kabul etmeyebilir. - Belirlenen bedelin kabul edilmemesi durumunda idare, asliye hukuk mahkemesinde bedel tespit ve idare adına tescil davası açar. Buraya dikkat etmekte fayda var; davayı açan taşınmaz sahibi kişi değil idaredir, yani davalı tarafta yer alacak kişi taşınmazın malikidir.
- Mahkeme tahkikat aşamasına geçmeden önce tarafların anlaşmalarını arzu etmektedir; hatta tarafların uzlaşma aşamasını yerine getirmeleri bir dava şartıdır.
- Anlaşma sağlanamazsa; mahkeme, önüne gelen kamulaştırma davasında tarafların ortaya koyduğu delilleri inceler, bir ya da iki kez keşif yapar, spesifik davalarda ikiden fazla keşif yaptığı da görülmektedir.
- Mahkeme bir bedel tespit eder, iki taraf da bu mahkeme kararını temyize götürebilir. Eğer karar temyize götürülmezse ya da temyize götürülüp karar kesinleşirse idare ve özel hukuk kişisi arasında meydana gelen ihtilaf çözülür ve ilgili taşınmaz idare adına tescil edilip kamulaştırma bedeli mahkemenin belirlediği şekilde ödenir. Kamulaştırma bedeli peşin ödenebileceği gibi taksitle ödeme konusunda da anlaşılmış olabilir.
Sultanbeyli Kamulaştırma Avukatı; Örnek Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
- Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4199
Karar No: 2022/11622
Karar Tarihi: 23.06.2022
KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ DAVASI – YAKIN KONUMDA BULUNAN VE DEĞERLENDİRME TARİHİ İKİ YIL ÖNCE OLAN PARSELLER İÇİN TESPİT EDİLEN M2 DEĞERİNDEN AYRILMA NEDENLERİ KONUSUNDA BİLİRKİŞİ KURULUNDAN EK RAPOR ALINMADAN HÜKÜM KURULMASI – HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: Dava konusu taşınmaz ile aynı bölgede bulunan, konum ve nitelik olarak da benzer olan,
Sarayaltı Mahallesi, 444 ada 16 parsel sayılı taşınmaza 21.07.2014 değerlendirme tarihinde, 807.60
TL/m², Durak Mahallesi, 315 ada 27 parsel sayılı taşınmaza 24.03.2014 değerlendirme tarihinde
714.98 TL/m2, Durak Mahallesi, 315 ada 163 parsel sayılı taşınmaza 21.07.2014 değerlendirme
tarihinde 807.59 TL/m², 315 ada 560 parsel sayılı taşınmaza 884.00 TL/m² birim fiyat takdir edildiği
ve bu bedellerin Dairemiz denetiminden geçerek 2019/3055 Esas, 2019/3584 Esas, 2020/753 Esas,
2020/757 Esas sayılı ilamı ile onandığı anlaşıldığından, değerlendirme tarihi olan 09.03.2016 itibarıyla
dava konusu taşınmaza takdir edilen m² birim fiyatı inandırıcı görülmediğinden, yakın konumda
bulunan ve değerlendirme tarihi iki yıl önce olan parseller için tespit edilen m2 değerinden ayrılma
nedenleri konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması
bozmayı gerektirmiştir.
(2942 S. K. m. 10, 11) (6100 S. K. m. 341, 346, 362, 371) (ANY. MAH. 24.02.2022 T. 2021/34 E.
2022/21 K.)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen
kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı
hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup
uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 4650 Sayılı Kanunla değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan
kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından
yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce kamu düzeni
gereğince kabulüyle düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair verilen karar,
davalılar vekilince temyiz edilmiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce davalılar
vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırı altında olduğundan HMK’nın 346/1 maddesince ek karar ile
reddine karar verilmiş olup; iş bu ek karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece kararın miktar itibarıyla kesin olduğundan bahisle davalılar vekilinin temyiz
başvurusunun reddine karar verilmiş ise de; 15/04/2022 tarih ve 31810 Sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 24/02/2022 tarih ve 2021/34 E. – 2022/21 K. sayılı kararı ile 6100
Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin
“kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline
karar verildiği gözetildiğinde; temyiz kanun yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen HMK’nın 362.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden,
Davalılar vekilinin temyiz isteminin yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmadığından,
17.12.2021 tarihli Ek Kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki Uşak İli,
Merkez İlçesi, İslice Mahallesi, 605 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 2942 Sayılı Kamulaştırma
Kanunu’nun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem
itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Dava konusu taşınmaz ile aynı bölgede bulunan, konum ve nitelik olarak da benzer olan, Sarayaltı
Mahallesi, 444 ada 16 parsel sayılı taşınmaza 21.07.2014 değerlendirme tarihinde, 807.60 TL/m²,
Durak Mahallesi, 315 ada 27 parsel sayılı taşınmaza 24.03.2014 değerlendirme tarihinde 714.98
TL/m2, Durak Mahallesi, 315 ada 163 parsel sayılı taşınmaza 21.07.2014 değerlendirme tarihinde
807.59 TL/m², 315 ada 560 parsel sayılı taşınmaza 884.00 TL/m² birim fiyat takdir edildiği ve bu
bedellerin Dairemiz denetiminden geçerek 2019/3055 Esas, 2019/3584 Esas, 2020/753 Esas, 2020/757
Esas sayılı ilamı ile onandığı anlaşıldığından, değerlendirme tarihi olan 09.03.2016 itibarıyla dava
konusu taşınmaza takdir edilen m² birim fiyatı inandırıcı görülmediğinden, yakın konumda bulunan ve
değerlendirme tarihi iki yıl önce olan parseller için tespit edilen m2 değerinden ayrılma nedenleri
konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Sonuç: Davalılar vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk
Dairesi hükmünün açıklanan nedenlerle HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin
alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 23.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi
