Adres

Abdurrahmangazi Mah. Bennur Sok. No:3/1 Sancaktepe İstanbul

Telefon

+90 (216) 380 51 09
Çalışma Saatleri H.İçi 09.00-18.00

E-Posta

info@sancaktepeavukat.com.tr
info@selverakkoyunkorkmaz.av.tr

Sancaktepe Boşanma Avukatı tarafından verilen başlıca hizmetler; dava takip ve hukuki danışmanlık hizmetidir. Müvekkil menfaatleri doğrultusunda çalışmalarını bina eden, arzu edilen müspet mahkeme ilamının kısa zamanda elde edilmesi adına özenli ve özverili bir çalışma sarf eden aile hukuku  avukatı; aile hukuku uyuşmazlıklarının tamamında görev alır.  Sancaktepe Boşanma Avukatı tarafından verilen başlıca hizmetler ve takibi yapılan davalar şunlardır:

  1. Anlaşmalı Boşanma,
  2. Çekişmeli Boşanma,
  3. Velayetin değiştirilmesi,
  4. Nafaka davaları, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası,
  5. Boşanma sonrası mal paylaşımı,
  6. Babalık davası, soy bağının reddi davası,
  7. Boşanma sonrası maddi manevi tazminat, nafaka ve velayet ilişkileri,
  8. Soy bağının kurulması, evlat edinme,

T.C.
YARGITAY

  1. Hukuk Dairesi
    Esas No: 2023/8310
    Karar No: 2024/7077
    Karar Tarihi: 09-10-2024
    BOŞANMA İSTEMİ – ERKEĞİN DAVA DİLEKÇESİNDE GEÇİMSİZLİK SEBEBİ OLARAK BELİRTTİĞİ HUSUSLARI AFFETMİŞ OLDUĞU AFFEDİLEN
    HUSUSLARIN İSE ARTIK GEÇİMSİZLİK SEBEBİ OLARAK İLERİ SÜRÜLEMEYECEĞİ- KADININ KUSURSUZ OLDUĞU – HÜKMÜN ONANMASI

    ÖZET: İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin
    kadının, ailesiyle görüşmesini kısıtladığı, kadını özel ve önemli günlerde yalnız bıraktığı, evin ihtiyacı
    olan şeyleri almadığı, kadına karşı “asgari ücretle ağzın kokuyordu, seni ben adam ettim, sen böyle bir
    ev gördün mü, sen dik bile duramıyorsun, sırtında kambur var”, “… olmasa sana neler yapardım, “sen
    bana muhtaçsın, seni birini tutup kaşıttıracağım, bana bir kadın gösterdiler, ben de beğendim ama sen
    hala varsın diye çok da bakmadım, senin iç çamaşırlarını o kadına giydireceğim”, “senin avizen var
    mıydı, sen şunu evinde yedin mi, böyle evin var mıydı” şeklinde konuştuğu, haber vermeden il dışına
    çıkarak ve bir kaç gün gelmediği, kişisel temizliğine dikkat etmediği, kadının evde yaptığı ev işlerine
    karıştığı, kadının yiyecek olarak istediği şeyleri almadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında
    tam kusurlu olduğu; erkeğin boşanma davasının incelenmesinde ise; dosya kapsamında, kadın vekili
    delil dilekçesinin ekinde, taraflar arasında geçen bir kısım mesaj içeriklerini dosyaya sunduğu mesaj
    içeriklerinden, bu konuşmaların taraflar ayrı yaşamaya başladıktan sonra olduğu, erkeğin konuşma
    içeriklerine bakıldığında, bu mesajlarda erkeğin, eşini sevdiğinden bahsettiği, yine eşiyle yeniden bir
    araya gelmek istediğini, eşinin geri dönmesini istediğini anlatan ifadeler de kullandığı, dolayısıyla
    erkeğin, dava dilekçesinde geçimsizlik sebebi olarak belirttiği hususları affetmiş olduğu, affedilen
    hususların ise artık geçimsizlik sebebi olarak ileri sürülemeyeceği, kadının kusursuz olduğu
    gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı
    Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir
    nafakasına, tek seferde ve toplu ödenmek üzere 50.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL
    maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar
    verilmiştir.
    (4721 S. K. m. 4, 6, 166, 169, 174, 175) (6100 S. K. m. 369, 370, 371) (6098 S. K. m. 50, 51)
    Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece
    Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve
    fer’ilere karar verilmiştir.
    Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının
    başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden
    esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar
    verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı
    ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne
    karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler
    incelenip gereği düşünüldü:
  2. DAVA
    Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 /4
    Davacı – karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı-karşı davacının 2020 yılında
    evlendiklerini, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, davalı-karşı davacının variyetli ve zengin olduğunu,
    davalı-karşı davacının her şeye karıştığını, hiç bir yaptığı işi beğenmediğini, müvekkili insan içine
    çıkarmadığını ve hapis ettiğini, alışverişi yasakladığını, cinsel anlamda görevlerini yerine
    getirmediğini, davalı-karşı davacının epilepsi nöbetleri geçirdiğini, bu rahatsızlığını müvekkilinden
    sakladığını, davalı-karşı davacının, müvekkilini evde temizlikçi olarak gördüğünü, müvekkilini akraba
    ziyaretlerine göndermediğini, davalı-karşı davacının temizliğine dikkat etmediğini, müvekkili sürekli
    aşağıladığını küçük düşürdüğünü, hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, davalı-karşı davacının sık sık şehir
    dışına gittiğini, giderken de haber vermediğini, davalı ile müvekkilinin evlenmeden önce evlenme
    protokolü imzaladıklarını ancak davalının bu vaadini yerine getirmediğini, belirterek davanın kabulü
    ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci
    fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 7.000.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına,
    müvekkilim lehine 600.000.00 TL maddi. 800.000.00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve
    dava etmiştir.
    II. CEVAP
    Davalı – karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dosyaya eklenen evlilik
    protokolünün hukuken hiç bir geçerliliğinin bulunmadığını, davacı-karşı davalının gerçek bir evlilik
    birlikteliği kurmaktan öte, müvekkilinin mal varlığından faydalanmak saiki ile müvekkili ile
    evlendiğini, asıl amacının evlendikten sonra boşanmak ve müvekkilinin malvarlığından istifade etmek
    olduğunu, davacı-karşı davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının müvekkiline ev ve araç
    alması konusunda baskı ve şantajda bulunduğunu, ortak haneyi bir çok kere terk ederek ailesinin
    yanına Kayseriye gittiğini, kadının cinsel anlamda rahatsızlığının bulunduğunu, evlenmeden önce bunu
    müvekkilinden sakladığını, mahrem konuları kızı ile paylaştığını, sürekli yeme içme, tatile gitme
    seyahat etme, tatile gitme gibi taleplerinin bulunduğunu, pandemi sürecinde bile yasaklara uymadığını
    belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı
    maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 5.000,00 TL maddi ve 20.000.00 TL
    manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının,
    ailesiyle görüşmesini kısıtladığı, kadını özel ve önemli günlerde yalnız bıraktığı, evin ihtiyacı olan
    şeyleri almadığı, kadına karşı “asgari ücretle ağzın kokuyordu, seni ben adam ettim, sen böyle bir ev
    gördün mü, sen dik bile duramıyorsun, sırtında kambur var”, “… olmasa sana neler yapardım, “sen
    bana muhtaçsın, seni birini tutup kaşıttıracağım, bana bir kadın gösterdiler, ben de beğendim ama sen
    hala varsın diye çok da bakmadım, senin iç çamaşırlarını o kadına giydireceğim”, “senin avizen var
    mıydı, sen şunu evinde yedin mi, böyle evin var mıydı” şeklinde konuştuğu, haber vermeden il dışına
    çıkarak ve bir kaç gün gelmediği, kişisel temizliğine dikkat etmediği, kadının evde yaptığı ev işlerine
    karıştığı, kadının yiyecek olarak istediği şeyleri almadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında
    tam kusurlu olduğu; erkeğin boşanma davasının incelenmesinde ise; dosya kapsamında, kadın vekili
    delil dilekçesinin ekinde, taraflar arasında geçen bir kısım mesaj içeriklerini dosyaya sunduğu mesaj
    içeriklerinden, bu konuşmaların taraflar ayrı yaşamaya başladıktan sonra olduğu, erkeğin konuşma
    içeriklerine bakıldığında, bu mesajlarda erkeğin, eşini sevdiğinden bahsettiği, yine eşiyle yeniden bir
    araya gelmek istediğini, eşinin geri dönmesini istediğini anlatan ifadeler de kullandığı, dolayısıyla
    erkeğin, dava dilekçesinde geçimsizlik sebebi olarak belirttiği hususları affetmiş olduğu, affedilen
    hususların ise artık geçimsizlik sebebi olarak ileri sürülemeyeceği, kadının kusursuz olduğu
    gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı
    Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir
    nafakasına, tek seferde ve toplu ödenmek üzere 50.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL
    maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar
    verilmiştir.
    Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 2 /4
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf
    başvurusunda bulunulmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin gelir durumu nazara alındığında
    hükmedilen nafaka ve tazminatların düşük olduğunu, sunulan ses kayıtlarında davalının müvekkiline
    söylediği cinsel içerikli sapkın sözler bulunduğunu, müvekkili lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk
    nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek nafaka ve tazminat
    miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar
    verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tanığı …’ı ikinci tanık listesi ile
    bildirildiği halde dinlendiğini ve beyanının hükme esas alındığı, kadının boşanmadaki kusurlarının yok
    sayıldığı, barışma teklifinin af sayılamayacağının gözetilmediğini, kadının kusurları göz önünde
    bulundurularak tazminat ve nafaka değerlendirilmesi yapılması gerektiğini, erkeğin tam kusurlu
    sayılmasının hatalı olduğunu erkeğin talimat ile dinlenen tanık beyanlarının dikkate alınmadığı,
    hükmedilen nafaka ve tazminatların yüksek olduğu, karşı davanın kabulü gerektiğini belirterek kusur
    belirlemesi, reddedilen davası, nafaka ve tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının
    kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: İlk Derece
    Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede asıl davanın
    kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinde, kadın için tedbir ve yoksulluk nafakası ile
    tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik
    durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi
    birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakaların miktarı ile tarafların boşanmaya neden olan
    olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve
    beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kadın için hükmedilen tazminatların
    düşük olduğu; yine kadının ön inceleme duruşmasından önce sunduğu 19.11.2021 tarihli delil dilekçesi
    ile tanıklarını bildirdiği, bu tanıklar dışında başka tanık göstermeyeceğine ilişkin açıklamasının
    bulunmadığı, 22.12.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında Mahkeme kadın vekiline tanık isim ve
    adreslerini bildirmesi için süre verilmesi üzerine, kadın vekilinin 04.01.2022 tarihli dilekçe ile …’ı
    tanık olarak bildirdiği, kadın vekilince ön inceleme duruşmasından sonra süresi içerisinde delil
    listesiyle tanık …’ın ismini bildirdiğinden bu liste ikinci tanık listesi olarak kabul edilmeyeceği, İlk
    Derece Mahkemesince tanık …’ın dinlenilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı
    gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile
    İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle
    kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası ile toplu
    olarak ve tek seferde ödenmek üzere 70.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.000,00
    TL maddi ve 200.000.00 TL manevi tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise
    esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz
    isteminde bulunulmuştur.
    Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 3 /4
    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla hükmedilen
    tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek
    nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
    2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur
    belirlemesi, reddedilen davası, nafaka ve tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının
    kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
    C. Gerekçe
  3. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve
    birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var
    ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının da kabulünün gerekip gerekmediği, kadın
    yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
  4. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci
    fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin
    birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
  5. Değerlendirme
    1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci
    maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere,
    uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava
    şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun
    olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek
    nitelikte görülmemiştir.
    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci
    fıkrası uyarınca ONANMASINA,
    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    09.10.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Paylaş

Son Yazılar

Bize Mesaj Gönderin

Scroll to Top
Whatsapp Destek
Merhaba Nasıl yardımcı olabiliriz?
Merhaba
Nasıl yardımcı olabiliriz?