T.C.
YARGITAY
- Ceza Dairesi
Esas No: 2024/3417
Karar No: 2024/4668
Karar Tarihi: 25-09-2024
TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇU – YARGILAMA GİDERLERİNİN HER BİR SANIĞA SEBEBİYET VERDİKLERİ TUTAR KADAR AYRI AYRI
YÜKLETİLMESİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: 5271 sayılı CMK’nın \”Bağlantılı davalarda giderler\” başlıklı 326/2. maddesindeki \”İştirak
halinde işlenmiş bir suç nedeniyle mahkûm edilmiş olanlara, sebebiyet verdikleri yargılama giderleri
ayrı ayrı yükletilir.\” şeklindeki hüküm ve taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin de
uygulanamayacağı gözetilerek, yargılama giderlerinin her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar
ayrı ayrı yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, “…yargılama giderinin katılan sanıklarda eşit
oranda tahsili ile hazineye irat kaydına,\” karar verilmesi, Hukuka aykırıdır.
(5237 S. K. m. 32, 52, 53, 62, 63, 86, 87) (5271 S. K. m. 260, 286, 288, 289, 294, 298, 302, 308, 326)
Sanık … müdafiinin temyiz istemi yönünden; sanık … hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından
verilen ek kararın; 5271 sayılı CMK’nın 296/2. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu ve aynı
Kanun’un 298/1. maddesindeki temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön
inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Katılan … vekilinin temyiz istemi yönünden; sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan İlk Derece
Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından
verilen kararın; katılan … vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 5271 sayılı
CMK’nın 298/1. maddesindeki temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit
edilmekle, işin esasına geçildi, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ - İlk Derece Mahkemesince taksirle öldürme suçundan, katılan sanık … hakkında 5237 TCK’nın 85/2,
62 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve mahsuba, katılan sanık …
hakkında 5237 TCK’nın 85/2, 22/3, 62, 53/6 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası
ile cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına ve mahsuba karar verilmiştir. - Bölge Adliye Mahkemesince katılan sanıklar … ve … hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan
hükümlere yönelik o yer Cumhuriyet savcısının, katılan sanıklar müdafilerinin ve katılanlar … ile …
vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı CMK’nın 280/1-g maddesi
uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece
Mahkemesi kararının kaldırılması ile taksirle öldürme suçundan, katılan sanık … hakkında 5237
TCK’nın 85/2, 62/1, 50/4, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezasından çevrilen
48.600,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan adlî para cezasının 20 eşit taksitler
hâlinde ödenmesine, katılan sanık … hakkında 5237 TCK’nın 85/2, 62/1, 53/6 ve 63. maddeleri
uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına
ve mahsuba, ayrıca, sanık … müdafiinin temyiz başvurusu hakkında 5271 sayılı CMK’nın 296/1.
maddesi gereği “temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı reddine” karar verilmiştir. - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan Bölge Adliye
Mahkemesi tarafından kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık … müdafiinin temyiz isteminin
reddine, sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan Bölge Adliye Mahkemesince kurulan
mahkûmiyet hükmüne yönelik katılan … ve katılan … vekillerinin temyiz istemleri yönünden ise suçun
bilinçli taksirle işlendiğinin gözetilmemesi nedeniyle katılanlar vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü
ile sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmesi görüşünü içeren
18.04.2023 tarihli Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.- Dairemizin 15.11.2023 tarihli ve 2023/3750 Esas, 2023/5017 Karar sayılı kararı ile temyiz
incelemesine konu gerekçeli kararın usûlüne uygun şekilde katılan Frangız Tasheva’ya tebliği ile tebliğ
- tebellüğ evrakının ve hükümleri temyiz etmesi durumunda temyiz dilekçesinin dava dosyasına
eklenmesi ve bu durumda ileri sürülen yeni temyiz istemi hakkında ek Tebliğname düzenlenmesi;
ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan Tebliğname’de, sanık … müdafiinin İzmir
Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 24.02.2023 tarihli ve 2022/2337 Esas, 2023/118 Karar
sayılı ek kararı ile ilgili temyiz istemi yönünden herhangi bir görüş bildirilmediği anlaşılmakla, bu
temyiz istemine ilişkin ek Tebliğname düzenlenmesi için dava dosyasının, geri gönderilmek kaydıyla,
Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiş,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.02.2024 tarihli ve 12 – 2024/14476 sayılı Tebliğnamesiz
gönderme yazısı ile Dairemizin 15.11.2023 tarihli ve 2023/3750 Esas, 2023/5017 Karar sayılı
kararında açıklanan tebliğ eksikliğinin giderildiği belirtilerek dava dosyası tekrar Daireye tevdi
edilmiştir.
- Dairemizin 05.06.2024 tarihli ve 2024/526 Esas, 2024/2951 Karar sayılı kararı ile Dairemizin
15.11.2023 tarihli ve 2023/3750 Esas, 2023/5017 Karar sayılı kararında vurgulanmasına rağmen sanık
… müdafiinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 24.02.2023 tarihli ve 2022/2337
Esas, 2023/118 Karar sayılı ek kararı ile ilgili temyiz istemi yönünden herhangi bir görüş bildirilmediği
anlaşılmakla, bu temyiz istemine ilişkin ek Tebliğname düzenlenmesi için dava dosyasının, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık …
müdafiinin temyiz isteminin reddi ile ek kararın onanmasına karar verilmesi görüşünü içeren
29.08.2024 tarihli ek Tebliğname ile dava dosyası tekrar Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ - Katılan … vekilinin sanık … hakkındaki hükme yönelik temyiz sebepleri; sanık …’un sübut bulan
eylemi olası kastla işlemesine rağmen ve olası kast koşullarının gerçekleşmediği değerlendirildiği
takdirde ise bilinçli taksir hükmünün uygulanması gerekirken, suçun basit taksirle işlendiği kabul
edilip, suç vasfında yanılgıya düşüldüğüne, temel cezanın üst sınırdan belirlenmemesi ile sanık
hakkında 5237 sayılı TCK’nın \”Takdiri indirim nedenleri\” başlıklı 62. maddesinin uygulanmasının
isabetsiz olduğuna ve re’sen gözetilecek diğer nedenlerle sanık … hakkında usûl ve yasaya aykırı
şekilde verilen hükmün bozulması gerektiğine ilişkindir. - Sanık … müdafiinin sanık … hakkındaki ek karara ve hükme yönelik temyiz sebepleri; sanık …
hakkındaki ek kararın usûl ve yasaya aykırı olduğuna, dosyanın esasına ilişkin olarak ise kovuşturma
evresinde keşif yapılıp, diğer sanığa \”Dur\” ihtarında bulunan polis memurları dinlenerek, dosyaya
eklenecek yeni deliller kapsamında kusur durumuna ilişkin yeniden rapor alınması gerektiği
gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme neticesinde kusuru bulunmayan sanık … hakkında
mahkûmiyet hükmü kurulduğuna, katılan … dışındaki katılanlar lehine hükmedilen vekâlet ücretlerinin
sanık …’dan ve diğer sanıktan eşit oranda alınarak ödenmesine hükmedilmesine rağmen katılan …
lehine hükmedilen vekâlet ücretinin sadece sanık …’dan alınmasına karar verilmesinin isabetsiz
olduğuna ve re’sen gözetilecek diğer nedenlerle sanık … hakkında usûl ve yasaya aykırı şekilde verilen
hükmün bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR - İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde
alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; katılan sanık sürücü …’un, restoran
işletmecisi katılan … ile katılan …’ın işletmesinde müzisyen olarak çalışan katılan …, garson olarak
çalışan … ve o gün çalışmak için geldiği ifade edilen yabancı uyruklu kadınlar … ile …’yı evlerine
götürmek üzere katılan …’la anlaşıp, yolcu olarak aracına binen adı geçenlerle birlikte yönetimindeki
otomobil ile 24.06.2021 tarihinde saat 22.15 sıralarında, açık havada, gece vakti, aydınlatmanın
bulunmadığı ve azami hız limitinin 110 kilometre/saat olarak belirlendiği yerleşim yeri dışındaki
devlet kara yolunu takiben Seydikemer istikametinden Fethiye istikametine seyirle geldiği ve trafik
kontrolü nedeniyle girişine duba konularak araç girişine kapatılmış olan solundaki Esenköy adalı
kavşağına, \”DUR\” uyarı levhasını da dikkate almadan durmaksızın giriş yapıp, karşı tarafındaki
kavşak koluna geçiş için sola dönüş yaparak seyrini sürdürmek istediği esnada, sağ tarafındaki
platform genişliği 12 metre, iki şeritli, asfalt kaplama, yüzeyi kuru, yatay güzergâhı düz, düşey
güzergâhı eğimsiz, görüşe engel bir durumun ve yol sorununun bulunmadığı bölünmüş yolun karşı yön
kısmını kullanarak düz seyirle gelmekte olan ve 150 metre mesafedeki \”Ana Yol – Tali Yol\” uyarı
levhasına rağmen hızını önlem alabilecek uygun seviyeye düşürmeyen katılan sanık sürücü …’ın
idaresindeki otomobilin ön kısımlarıyla yönetimindeki aracın sağ yan kısmının kavşak alanında
çarpıştığı, araçların hızı ve fren izi uzunluğuna ilişkin herhangi bir belirleme yapılmadığı, katılan sanık
…’un aynı gün kolluk görevlisince saat 22.21’de yapılan ölçümde 0,89 ve hastanede saat 23.44’te
yapılan ölçümde 0,46 promil alkollü, katılan sanık …’ın ise kolluk görevlisince saat 22.28 ve hastanede
saat 23.44’te yapılan ölçümlerde alkolsüz olduğunun belirlendiği, ayrıca, katılan sanıkların (B) sınıfı
sürücü belgelerinin mevcut olduğunun tespit edildiği, meydana gelen trafik kazasından dolayı katılan
sanık …’un yönetimindeki otomobilde yolcu olarak bulunan … ve …’nın olay yerinde, …’nın kaldırıldığı
hastanede hayatını kaybettikleri, aynı otomobilde bulunan diğer yolcular katılan mağdur … ve katılan
mağdur …’ın yaralandıkları, düzenlenen geçici adlî tıp raporuna göre katılan mağdur …’ın hayat
fonksiyonlarını ağır (6.) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak, yaşamını tehlikeye sokacak, dalak
yaralanmasına bağlı splenektomi operasyonundan dolayı organ kaybına neden olacak şekilde
yaralanarak aşamalarda katılan sanıklardan şikâyetçi olduğu, düzenlenen geçici adlî tıp raporuna göre
katılan mağdur …’ın hayat fonksiyonlarını ağır (5.) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak, yaşamını
tehlikeye sokacak şekilde yaralanarak soruşturma evresinde yalnızca katılan sanık …’dan ve
kovuşturma evresinde katılan sanıkların ikisinden de şikâyetçi olduğu, katılan sanıkların ise etkisi basit
bir tıbbî müdahaleyle giderilebilir ölçüde hafif nitelikte yaralanıp, katılan sanık …’un yalnızca
kovuşturma evresinde, katılan sanık …’ın ise hem soruşturma hem kovuşturma evresinde birbirlerinden
şikâyetçi oldukları, başlangıç ve gelişim süreci ile sonuçları bu şekilde gerçekleşen kazanın
oluşumunda katılan sanık …’un asli, katılan sanık …’ın alt düzeyde tali kusurlu oldukları; ayrıca, kaza
anında güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracak ölçüde 0,89 promil alkollü olan katılan sanık …’un
bilinçli taksirle hareket ettiği kabul edilerek, katılan sanık …’un bilinçli taksirle üç kişinin ölümüne ve
ikisi nitelikli şekilde olmak üzere üç kişinin yaralanmasına, katılan sanık …’ın basit taksirle üç kişinin
ölümüne ve iki kişinin nitelikli şekilde yaralanmasına neden olmalarından dolayı katılan sanıklar
hakkında 5237 sayılı TCK’nın 85/2. maddesindeki taksirle öldürme suçundan ayrı ayrı mahkûmiyet
hükümleri kurulmuştur. - Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, o yer Cumhuriyet savcısının, katılan sanıklar müdafilerinin ve
katılanlar … ile … vekillerinin istinaf başvuruları üzerine duruşmalı yapılan inceleme neticesinde, İlk
Derece Mahkemesince, katılan sanık …’un asli ve katılan sanık …’ın tali kusurlu olarak birden fazla
kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın
85/2. maddesindeki taksirle öldürme suçu kapsamında değerlendirilip, katılan sanık …’ın sürücü
belgesinin 5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesi uyarınca geri alınmamasında bir isabetsizlik
görülmemiş; ancak katılan sanık …’un olay anındaki alkol düzeyinin 1,01 promilin altında olması ve
kazadan önce kavşak dubalarla trafik denetimi nedeniyle sola dönüşe kapatılmış ise de kavşakta sola
dönüşe ilişkin Karayollarınca oluşturulmuş bir yasak bulunmaması nedeniyle bilinçli taksirin
uygulanma koşullarının oluşmadığının gözetilmemesinin ve bu bağlamda asli kusurlu olarak üç kişinin
ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olan katılan sanık … hakkında işlenen fiilin
ağırlığıyla orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken temel
cezanın 9 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle katılan sanık …’a az ceza tayin edilmesinin;
ayrıca, katılan sanık …’a hükmedilen 3 yıl 4 ay hapis cezasının dosya kapsamına uygun düşmeyen
gerekçelerle adlî para cezası seçenek yaptırımına çevrilmemesinin hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle
İlk Derece Mahkemesi hükümleri kaldırılarak yeniden mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE ve KARAR
A. Katılan … Vekilinin Sanık … Hakkındaki Hükme İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Sanık … müdafiinin gerek süre tutum dilekçesinde gerek gerekçeli temyiz dilekçesinde yer alan
ifadelerine göre temyiz istemini sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmü ile sınırlandırdığı ve katılan
sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmüne yönelik katılan sıfatı ile temyiz isteminde bulunmadığı
anlaşıldığından, Tebliğname’deki katılan sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmünün sanık … müdafii
tarafından da katılan sıfatıyla temyiz edildiğine ilişkin görüşe iştirak olunmamıştır.
Ayrıca, başlangıç ve gelişim süreci ile sonuçları Olay ve Olgular başlığı altında ayrıntılı olarak
açıklanan somut olayda; saat 22.15’te meydana gelen kazadan yaklaşık 6 dakika sonra saat 22.21’de
kolluk görevlisince yapılan ölçümde 0,89 promil, kazadan yaklaşık 1 saat 29 dakika sonra saat 23.44’te
yapılan ölçümde 0,46 promil alkollü olduğu belirlenen ve olay anındaki alkol düzeyi 1,01 promilin
altında olan katılan sanık …’un, güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracak ölçüde alkollü olduğuna ya
da kusur durumu ile ilgili Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 04.08.2021 tarihli raporunda
belirtilen dışında bir kural ihlâli yaptığına ilişkin herhangi bir tespit olmadığı gibi çarpışmanın
bölünmüş yolun karşı yön kısmını kullanarak düz seyirle gelmekte olan katılan sanık sürücü …’ın seyir
hâlinde olduğu şerit üzerinde gerçekleştiği de dikkate alındığında neticeyi öngördüğüne ve meydana
gelen sonucu kayıtsız kalarak kabullendiğine dair de dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmaması
karşısında, bilinçli taksirin ve olası kastın uygulanma koşullarının oluşmadığı, katılan sanık …’un
eylemini basit taksirle gerçekleştirdiği anlaşıldığından, Tebliğname’deki katılan sanık …’un, Adli Tıp
Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 04.08.2021 tarihli raporunda belirtilen ağır trafik kural ihlâllerinin
yanı sıra kaza esnasında 0,89 promil alkollü olduğu da dikkate alındığında, eyleminde bilinçli taksirin
yasal unsurlarının mevcut olduğuna dair suç vasfına ilişkin görüşe iştirak olunmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia
ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık
tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu
olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği
anlaşılmakla, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin kararında katılan … vekili tarafından
öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz
incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereği,
Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN
ONANMASINA,
B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden;
Sanık …’ın taksirle öldürme suçundan 5237 TCK’nın 85/2, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay
hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen mahkûmiyet hükmü,
Bölge Adliye Mahkemesince duruşmalı istinaf incelemesi sonunda kaldırılarak, sanık hakkında taksirle
öldürme suçundan 5237 TCK’nın 85/2, 62/1, 50/4, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis
cezasından çevrilen 48.600,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair yeniden mahkûmiyet
hükmü kurulması ve 5237 sayılı TCK’nın 50/5. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesince verilen
mahkûmiyetin hapis cezasından çevrilen adlî para cezası olup, hapis cezasına ilişkin bir mahkûmiyet
kararı olmaması karşısında, söz konusu kararın, 5271 sayılı CMK’nın 286/2-a maddesinde yer alan
\”İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun
adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları\”,
aynı Kanun’un 286/2-b maddesinde yer alan \”İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az
hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları\” ile 5271 sayılı CMK’nın 286/2.
maddesinin diğer bentlerinde sınırlı şekilde sayılan temyiz edilemez nitelikteki kararlardan olmadığı
gözetilmeden, 5271 sayılı CMK’nın 286/2-a maddesi gereğince temyiz yolunun kapalı olduğu
gerekçesiyle verilen sanık … müdafiinin temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı
reddine ilişkin ek kararın hukuka aykırı olmasından dolayı kaldırılmasına ve işin esasına geçilmesine
karar verilmiş, Tebliğname’deki sanık … müdafiinin temyiz isteminin reddi ile ek kararın onanmasına
ilişkin görüşe iştirak olunmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia
ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık
tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu
olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği
anlaşılmakla, sanık … müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü bu kapsamdaki temyiz sebeplerinin reddine, ancak; - 5271 sayılı CMK’nın \”Bağlantılı davalarda giderler\” başlıklı 326/2. maddesindeki \”İştirak halinde
- işlenmiş bir suç nedeniyle mahkûm edilmiş olanlara, sebebiyet verdikleri yargılama giderleri ayrı ayrı
- yükletilir.\” şeklindeki hüküm ve taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin de uygulanamayacağı
- gözetilerek, yargılama giderlerinin her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı
- yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, “…yargılama giderinin katılan sanıklarda eşit oranda tahsili
- ile hazineye irat kaydına,\” karar verilmesi,
- Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenle sanık … müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir
- Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin kararının 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi gereği
- BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303/1. maddesi
- gereği Bölge Adliye Mahkemesinin kararının hüküm fıkrasının yargılama giderlerinin hükmedilmesine
- ilişkin bölümünde yer alan “sanıklarda eşit oranda tahsili ile hazineye irat kaydına,\” ibarelerinin
- \”sanıklardan sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı tahsil edilerek Devlet Hazinesine irat kaydına,\”
- ibareleri ile değiştirilmesi suretiyle oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE
- HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
- Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca Fethiye 1. Ağır Ceza Mahkemesine,
- Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek
- üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
- 25.09.2024 tarihinde karar verildi
