Yağma yani gasp ile suçlanan ya da bu suç sonucunda mağdur olan kişilerle ilgilenir. Ağır Ceza Hukuku konusunda uzmanlaşmış kişilerden oluşan İstanbul Ceza Avukatı Selver AKKOYUN KORKMAZ 0532 641 47 40 kadrosuyla, yağma suçu nedeniyle açılan davalardaki başarıları ile ön plana çıkmaktadır.
İSTANBUL CEZA AVUKATI – SANCAKTEPE CEZA AVUKATI SELVER AKKOYUN KORKMAZ
- Basit Yağma Suçu
- Nitelikli Yağma Suçu
- Birden Fazla Kişi Tarafından Yağma/Gasp Suçu İşlenmesi
- Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Amacı Doğrultusunda Yağma Suçu İşlenmesi
- Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın Tahsili Amacı doğrultusunda Yağma Suçu İşlenmesi
- Hırsızlık Suçunun Yağma Suçuna Dönüşmesi
- Yağma Suçunda Malın Değerinin Miktarının Az Olması Durumu
T.C.
YARGITAY
- Ceza Dairesi
Esas No: 2024/1520
Karar No: 2024/4653
Karar Tarihi: 25-06-2024
NİTELİKLİ YAĞMAYA TEŞEBBÜS SUÇU – ATILI SUÇTAN HAKKINDA USULÜNE UYGUN AÇILMIŞ BİR KAMU DAVASI BULUNMADIĞI HALDE
SANIK HAKKINDA BU SUÇA DAİR ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN DOLDUĞU – HÜKMÜN ONANMASI
ÖZET: Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan 11.08.2011
tarihinde verilen takipsizlik kararına yönelik itirazın İzmir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin, 13.12.2021
tarihli ve 2021/7799 Değişik iş sayılı kararı ile reddine karar verildiği, bu nedenle İzmir Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın kararı ile sanık hakkında tekrar kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin
anlaşılması karşısında atılı suçtan hakkında usulüne uygun açılmış bir kamu davası bulunmadığı halde
sanık hakkında bu suça dair zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle düşme kararı verilmesi,
yönünden hukuka aykırı bulunmuştur.
(5237 S. K. m. 39, 43, 50, 53, 58, 62, 66, 67, 81, 82, 86, 87) (5271 S. K. m. 176, 223, 260, 302, 308)
(1412 S. K. m. 305, 310, 317, 321)
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33.
maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305. maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu,
karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1 maddesi gereği
temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310.
maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz
isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit
edilmiştir.
Sanık … müdafinin duruşmalı inceleme isteminin , ceza süresi bakımından yerinde görülmemesi
nedeni ile 1412 sayılı Kanun’ un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Sanık … müdafii tarafından hükmün duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma günü
belirlenerek sanık müdafiine meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen, adı geçen sanık müdafiinin
belirlenen gün ve saatte hazır bulunmadığı anlaşıldığından, duruşmasız olarak incelemeyle gereği
düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ- Bozma üzerine verilen, İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.05.2018 tarihli ve 2015/183 Esas,
2018/235 Karar sayılı kararının sanık … müdafii ve sanıklar müdafiileri tarafından temyizi üzerine
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 16.06.2021 tarihli ve 2018/5554 Esas, 2021/10695 Karar sayılı kararı ile,
sanık … hakkında mağdur …’a yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan kurulan hükümde sanığın
eylemi tek başına gerçekleştirmesi nedeni ile hakkında 5237 sayılı Kanun’un 149/1-c maddesinin
uygulanmaması gerektiği, sanık … hakkında maktul …’a yönelik kasten öldürmeye yardım suçundan
kurulan hükmün gerekçesiz olması, sanık … hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar
verildiğinin anlaşılması karşısında sanığın hukuki durumunu değiştirecek şekilde yeni bir delil ortaya
çıkmadıkça kamu davası açılamayacağından sanık hakkında usulüne uygun dava açılmaksızın hüküm
kurulmak suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 173/6. maddesine aykırı davranılması gerekçeleriyle
bozulmasına karar verilmiştir. - İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.04.2023 tarihli ve 2021/250 Esas, 2023/215 Karar sayılı
kararı ile,
a. Sanık … hakkında mağdur …’a yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un
149/1-f-g, 35/2, 58/6-9 ve 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 5 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
hak yoksunluklarına ve mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına,
b. Sanık … hakkında maktule karşı nitelikli kasten öldürmeye yardım suçundan, 5237 sayılı Kanun’un
82/1-a, 39/2-c, 58/6-9 ve 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak
yoksunluklarına ve mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına,
c. Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan açılan kamu davasının
gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e, 67/1-4. ve 5271 sayılı Kanun’un
223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık … müdafiilerinin temyiz sebepleri özetle; mahkumiyete yeter delil bulunmadığından beraat
kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
2.Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle; hakkında usulüne uygun dava açılmayan sanık hakkında
karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine
ilişkindir.
3.Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle; mahkumiyete yeter delil bulunmadığından beraat kararı
verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Hakkında verilen hüküm kesinleşen temyiz dışı sanık …’ın kurmuş olduğu örgütün faaliyet alanının
özellikle içkili mekânlarda korku salmak suretiyle yağma yapmak etrafında yoğunlaştığı, bu amaçla ya
da değişik nedenlerle adam öldürme ve tehdit eylemlerinin de gerçekleştirildiği, örgütün aynı zamanda
yakalanan silahlar ve girişilen eylemler nazara alındığında silahlı olduğunun kabul edildiği, bir kısım
temyiz dışı sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen
hükümlerin Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olduğu belirlenmiştir.
A. Mağdur …’a Yönelik Nitelikli Yağmaya Teşebbüs Olayı,
1.Sanık …’nin patronu olan mağdur …’dan para alabilmek maksadıyla işten çıkartılmasını takiben …
plakalı aracını mağdurdan habersiz aldıktan sonra kendisine 5.000 TL ödemesi halinde aracını iade
edeceğini aksi halde sonuçlarına katlanacağını söyleyerek suç örgütünün korkutuculuk öğesinden
istifade ederek tehditte bulunmasına rağmen mağdurdan para alamadığı, mağdura ait aracı da bu
durumu bilen örgüt yöneticisi – üyesi olan sanıklar …, …, … ile aracı kaza yaptığı sırada kullanan sanık
…’nın tasarrufuna bıraktığı anlaşılmakla sanık …’ nin nitelikli yağmaya teşebbüs suçunu tek başına
işlediği, haklarındaki hükümler kesinleşen örgüt üyesi ve yöneticisi konumunda olan sanıklar …, İsa, …
ve …’ in mağdurdan aracın alınması eylemine doğrudan katılmadıkları, sanık …’nin mağdurdan
habersiz aldığı aracı kabul edip kullandıkları, gerek tape kayıtlarından anlaşılacağı üzere, gerekse
kahvehanede karşılaştıklarında mağdura yönelik tehdit içerikli bir söylemde bulunmadıklarının
anlaşılması karşısında, eylemlerinin suç eşyasını kabul etmek suçunu oluşturduğu ancak zamanaşımı
süresinin dolması sebebiyle haklarında açılan kamu davalarının düşürülmesine karar verildiği ve
verilen kararların kesinleştiği belirlenmiştir. - a. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen
iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte
gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği,
vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin
sanık … tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre
ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği anlaşıldığından, sanık
müdafinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde bozma nedeni dışında hukuka aykırılık
bulunmamıştır.
b. Suç örgütüne üye olma suçundan hakkında verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmayan ancak atılı
suçu örgüte yarar sağlamak için işlediği kabul edilerek, hakkında 5237 sayılı Kanun’un 149/1-g
bendinde düzenlenen nitelikli hal uygulanan sanık hakkında uygulama yeri bulunmadığı halde aynı
Kanun’un 58/9. fıkrasının uygulanmasına karar verilemeyeceği hususunun gözetilmemesi, hukuka
aykırı bulunmuştur.
B.Maktul …’ın Öldürülmesi Olayı,
1.31.01.2007 tarihinde saat 04:20 sıralarında İzmir Bornova’da maktul …’ın öldürüldüğü, yapılan
soruşturma kapsamında sonraki aşamalarda öldürülen … ile birlikte yaşayan Reyhan’ın aşamalardaki
beyanlarında, temyiz dışı sanık …’nin maktul …’ın yanında çalışırken, maktulün …’yi tespit edilemeyen
bir nedenle dövdükten sonra işten çıkarması üzerine, … ile yanındaki garson ekibinin …’nin yanında
çalışmaya başladığı, maktul …’ın öldürülmesinden sonra, …’nin yanında çalışan … ve …’nın, … ile
sıklıkla görüşmeye ve telefonda konuşmaya başladığını, …’nin görüşmeleri sırasında “Beni çok
sıkıştırıyorsunuz ne istediyseniz verdim” dediğini duyduğunu, bunun üzerine kendisinin de daha fazla
dayanamayarak …’ye neler olduğunu ve olan biten her şeyi bilmek istediğini söylemesi üzerine, …’ nin
de kendisine “bana her ne olursa olsun hiç kimseye söylemeyeceksin“ diye söz verdirdiğini, …’nin
…’nin yanında işe başladıktan birkaç ay sonra 2007 yılbaşına yakın bir tarihte …’nin …’ye “Ben …’ın
yanında çalıştığım dönemlerde … seni öldürmemiz için bize 500.000 TL Para, 1 Adet Ev, 1 Adet Araba
ve … isimli küçük parkta bulunan birahaneyi teklif etti” demesi üzerine …’nin de …’ye “Benim anam
ağlayacağına onun anası ağlasın, gidin …’ı öldürün size nakit olarak 300.000 TL para veririm” dediğini
bunun üzerine …’nin teklifi kabul ettiğini, 10-15 gün kadar sonra …’nin aşırı sıkıntılı olduğu için 10-15
gün kadar hiç dışarı çıkmadığını, bir gece … ve …’nın birlikte evine gece saat 02:00-03:00 sıralarında
geldiklerini ve …’nin kendisine mutfakta kalmasını ve kesinlikle dışarı çıkmamasını tembih ederek 3
tane kahve yapmasını istediğini, kendisinin ne olduğunu anlayamadığı için mutfağa girerek kahveleri
yaptığını, kahvelerin hazır olduğunu haber vermek için mutfağın kapısını açtığında mutfak kapısının
karşısında bulunan ayakkabılığın üzerinde …, … ve …’ya ait 3 tane cep telefonunun bataryalarının
telefonların üzerinden çıkarılmış vaziyette durduğunu gördüğünü, …’nin gelerek kahveleri aldığını,
kendisinin mutfakta olduğu için aralarında geçen konuşmaların tamamını net olarak duyamadığı ancak
bir ara …’nin …’ye hitaben “2-3 güne kadar gazetede güzel bir haber okuyacağız” dediğini duyduğunu,
bu konuşmaların hatırladığı kadarıyla 27.01.2007 günü sabaha kadar devam ettiğini zira 28.01.2007
tarihinin doğum günü olduğunu, doğum gününden 3-4 gün kadar sonra yani 31.01.2007 günü saat
12:00 sıralarında Final Birahanesi müdürü olan soy ismini bilmediği …. isimli şahsın evine gelerek …’a
“Abi …’ı vurmuşlar” dediğini …’nin de ….’ya “ölmüş mü” diye sorduğunda, …. isimli şahsın da “evet
abi ölmüş “ demesi üzerine …’nin de “Allah rahmet eylesin” dediğini ve olaya hiç şaşırmadığını ayrıca
olayla ilgili olarak kim yapmış neden olmuş gibi sorular sormadığını, görüşmenin sonuna doğru “su
testisi su yolunda kırılır, olacağı buydu” gibi sözler sarf ettiğini beyan ettiği, maktul …’ın öldürülmesi
olayı ile ilgili olarak bir kısım telefonlara ait HTS kayıtlarının incelenmesinde, tanık anlatımlarına göre
maktulün olay gecesi işlettiği Rıhtım Birahanesinden yaklaşık 04:00 sıralarında ayrıldığı, yaklaşık
04:20 sıralarında ikametinin bulunduğu sokakta olduğu nazara alınarak yapılan incelemede, maktulün
güzergahı üzerinde bulunan GSM operatörlerine ait baz istasyonlarının olay saatinde hangi numaralara
hizmet verdiklerinin tespit edilmesinin aynı güzergahta bulunması muhtemel faillerin kullandıkları
telefonlar hakkında ipucu verebileceği öngörülerek maktulün güzergahı üzerindeki 3 GSM
operatöründen de ilgili saat aralığındaki datalar temin edilerek veriler üzerinde inceleme yapılarak,
olayın gerçekleştiği 31.01.2007 günü saat 04:23’te yani yaklaşık olay saatinde … numaralı telefonun …
operatörüne ait “…” vericisinden, ilgili GSM şirketinin olay yerini kapsayan baz istasyonu kapsama
alanından … numaralı telefonla görüşme yaptığı, … numaralı telefonunda bu sırada geçiş güzergahı
olan … operatörüne ait “BORNOVA GENÇLİK CADDESİ” vericisi kapsama alanında bulunduğunun
tespit edildiği, … ve … numaralı telefonların geçmişe dönük kayıtlarının incelemeye alınması
sonucunda her iki telefon arasında olay gecesi 02:26′ dan 06:39’a kadar devam eden süreçte toplam 8
adet arama kaydı bulunduğu, ayrıca … numaralı telefonun, … numaralı telefonla 11 adet görüşme
kaydının olduğu ve her üç telefonun olay gecesi 00:40’dan 07:09’a kadar kendi aralarında görüştükleri,
başka hiçbir numarayla görüşmediklerinin anlaşıldığı, anılan numaraların sanıklar …, … ve …
tarafından kullanıldığının tespit edildiği,
Maktul …’ın Rıhtım Restoran’dan saat 04:15 sıralarında ayrıldığına dair alınan tanık beyanları ışığında
maktulü Rıhtım Restoran civarında gözetleyen ve yargılama sırasında vefat eden sanık … …’ın, 04:16
sıralarında maktulün restorandan çıktığını aynı civarda bulunan sanıklar … ve …’e bildirdiği, burada
sanıklar … … ve …’in aynı baz istasyonu kapsama alanında bulunmaları sebebiyle iki şahsın maktulü
iki ayrı noktadan gözetledikleri ya da birlikte hareket etmelerine rağmen çıkış anında birbirine yakın
farklı yerlerde bulundukları, 04:23’te … …’ın … ile olay yerine birkaç dakika uzaklıkta güzergah
üzerindeki Ege Üniversitesi lojmanları civarında telefon görüşmesi yapmaları sebebiyle maktulün
çıkışından sonra sanık …’in maktulü takip etmeye başladığı ve sanıklar …, …, …, …’in olay yerine
giderek maktulü evinin önünde aracından indiği sırada iki ayrı silah ile ateş ederek öldürdükleri
değerlendirilerek, olaydan sonra ölen …’nin azmettirmesiyle haklarında bu eylemden dolayı tesis
olunan mahkumiyet hükümleri Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen sanıklar …, …, … ve … ile
birlikte hareket eden sanık …’in maktul …’a yönelik tasarlayarak öldürmeye yardım suçunu işlediği
anlaşılmıştır.
2.a. Mahkemenin kabul ve uygulamasına göre sanığın iştirak derecesinin tayininde isabetsizlik
görülmediğinden tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
b. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen
iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte
gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği,
vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin
haklarındaki mahkumiyet hükümleri daha önce kesinleşen sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin
saptandığı, sanık …’in olaydaki rolü, konumu, davranışları ve fiile katkısı değerlendirildiğinde diğer
sanıkların eylemine \”yardım eden\” sıfatıyla katılmak suretiyle iştirak ettiğinin saptandığı, suçun
vasıflandırmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre
ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği anlaşıldığından, sanık
müdafinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C.Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan kurulan hüküm
yönünden,
Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan 11.08.2011 tarihinde
verilen takipsizlik kararına yönelik itirazın İzmir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin, 13.12.2021 tarihli ve
2021/7799 Değişik iş sayılı kararı ile reddine karar verildiği, bu nedenle İzmir Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın 03.01.2022 tarihli, 2021/110753 soruşturma, 2022/150 karar sayılı kararı ile sanık
hakkında tekrar kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması karşısında atılı suçtan
hakkında usulüne uygun açılmış bir kamu davası bulunmadığı halde sanık hakkında bu suça dair
zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle düşme kararı verilmesi, yönünden hukuka aykırı
bulunmuştur.
IV. KARAR
A.Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde yer alan (B) paragrafında açıklanan nedenlerle İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin,
13.04.2023 tarihli ve 2021/250 Esas, 2023/215 Karar sayılı kararında sanık müdafince öne sürülen
temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık
görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak,
oy birliğiyle ONANMASINA,
B.Sanıklar … ve Rıza Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünde yer alan (A.2.b) ve (C) paragrafında açıklanan nedenlerle yağma suçunda nitelikli
hal uygulaması ile tekerrür uygulaması arasında çelişki bulunması ve açılmamış dava hakkında hüküm
kurulması yönlerinden İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.04.2023 tarihli ve 2021/250 Esas,
2023/215 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden
hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy
birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.06.2024 tarihinde karar verildi.
